İnsansız bankalar geliyor

Algoritmalar ve blockchain teknolojisiyle yönetilen bankalar 21. yüzyıl düzenlemelerine ihtiyaç duyacak.

1961 yılında Popular Science dergisi, sürücüsüz otomobilleri tasavvur etmişti. Sürücüsüz otomobiller herkesin beklediğinden çok daha önce ortaya çıktı ve güvenlik düzenleyicileri bile bu hıza yetişemedi. Hız sınırı, sinyal, alkollü araba kullanma gibi birçok kural, tehlikeli sürücülerden korunmak için tasarlandı, tehlikeli arabalardan değil. Sürücüsüz otomobiller, mevcut kuralların kapsamadığı yeni riskler getirdi. Wired’da yer alan haberin başlığı, “Sürücüsüz otomobilleri kim düzenliyor? Genellikle, hiçkimse” oldu.

Bankacılık sektörü de benzer bir yolda ilerliyor. Merkezsizleştirilmiş finansın (DeFi) ardındaki teknoloji tarafından yönlendiriliyor. Ancak tıpkı bizi diğer sürücülerden koruyan geleneksel trafik kuralları gibi, mevcut bankacılık düzenlemeleri de büyük oranda insan hatalarını engellemek için tasarlandı. ABD Para Birimi Denetim Ofisi’nde (OCC) her bankanın, güvenlikten sorumlu yetkilileri olması zorunlu tutuluyor.

Aynı zamanda OCC bankaların direktörlerine verdiği kredilere de sınırlandırma getiriyor. Bununla birlikte bazı banka çalışanları belirli bir süre izne çıkarılarak, diğer çalışanların bu kişilerin çalışmalarını incelemeleri isteniyor. OCC buna banka düzenlemesi adını verse de, düzenlemenin odağında bankacılar var. DeFi ise tüm bu sistemi alt üst ediyor. Süreçte yer alan bir insan olmaksızın, blockchain teknolojisini kullanarak hizmet sunuyor.

Financial Times’ın haberine göre, bunun örneklerinden bir tanesi ise algoritmalar tarafından belirlenmiş, arz ve talep temelli faiz oranlarıyla para piyasaları oluşturmak. Bu oranlar geleneksel bankalarda bir komite tarafından belirlenir. Diğer DeFi projeleri arasında, kullanıcıların aracı kurumlar olmaksızın yatırım işlemleri yapmasını sağlayan merkezsizleştirilmiş borsalar ve kredi memurları ya da komitelerini barındırmayan kredi protokolleri yer alıyor.

Bu “sürücüsüz” bankalar oldukça yeni olsa da, küçük değiller. İnsansız bankaların yaygınlaşmasının, sürücüsüz otomobillerin uçmaya başlamasından önce gerçekleşme ihtimali yüksek. Ancak insansız bankalar, sürücüsüz otomobillerle oldukça benzerlik gösteren zorluklara ve avantajlara sahip.

Fırsatlara bakılacak olursa, bu bankalar birikim yapan müşterilerin en avantajlı faiz oranını arama çabasına son verecek çünkü bunu müşteriler için algoritmalar yapacak. Aynı zamanda kredi kararlarını yazılımların vermeye başlamasıyla, kredi başvurusu yapanlara yönelik ayrımcılık da ortadan kalkacak.

Benzer bir şekilde, dolandırıcılık ve yolsuzluk riski de, sürece dahil olan herhangi bir insan olmadığı için elimine edilmiş olacak. 

Ancak insansız bankaların oluşturduğu bazı riskler de var. Eğer teknoloji, mevduat hesabı sahiplerinin para çekme sürecini hızlandırırsa, bu geleneksel bankalara kıyasla likidite riskini yükseltebilir.

Varlıklarda görülebilecek volatilite de benzer nedenlerle endişe konusu. Aynı zamanda kredi teminatı da, insanlar değerleme sürecine dahil olmadığında, daha zor hale gelebilir.

Hükümetlerin genel ve açık bir düzenlemesinin bulunmaması ise, farklı bölgelerde, birbiriyle uyuşmayan, tutarsız ve ulusal piyasaların düzenini bozacak kurallar ortaya çıkarabilir. İnsansız bankalarla ilgili bu risk, sürücüsüz otomobillerde de benzer bir şekilde ortaya çıktı.

Düzenleyiciler bu nedenle insansız bankaların nasıl olması gerektiğine yönelik, bir düzenleme planı oluşturmalı. Birçok hata ve uyum sorunu yazılım problemleri olduğu için, çözümü daha kolay. Bu nedenle, insansız bankalara yönelik düzenlemelerin yaptırımı, geleneksel bankalara kıyasla daha kolay olabilir.

Elbette algoritmaların yönettiği bankalar, finans sektöründe istihdam sistemini kökünden değiştirebilir. Ancak daha iyi imkanlara sahip ve değer katılmış işler oluşturmak, uzun vadede toplumsal bir fayda ortaya çıkarabilir.