Ayı piyasasında hayatta kalmanın 3 yolu

Borsalara yeni giren birçok yatırımcı sert düşüşlerle karşılaştığında çaresiz hisseder. Motley Fool’un haberinde ayı piyasaları yatırımcıların seçmeyi tercih edebileceği 3 kritik borsa stratejisine yer veriliyor

Ayı piyasaları tüm yatırımcılar için zordur, ancak borsada yatırım yapmayı yeni öğrenen yatırımcılar için daha sinir bozucu olabilir. Bazıları yeni yatırmcılar para kaybettikleri için yanlış bir şey yaptıklarını hissedebilirler ve bu da onları geçici bir kaybı kalıcı bir kayba dönüştürecek kararlar almaya teşvik edebilir. Motley Fools’un haberinde borsaya yeni giren yatırımcıların piyasa çöküşlerini nasıl ele alabilecekleri konusunda üç önemli ipucu veriliyor

1. Uzun vadeli düşünün

Ayı piyasası süresince gerçekleşen düşüler korkutucu olabilir. Ancak eğer yatırımcılar güvenilir şirketlere yatırım yaptıklarını düşünüyorlarsa bu düşüşler de geçici olacaktı. Genellikle durumu düzeltmek için hiçbir şey yapılmasına gerek yoktur, zira zamanla hisse senetlerinin değeri kendini düzeltir.

Buna karşın, daha fazla para kaybetmemek amacıyla hızlı bir şekilde satışa geçmek veya kayıplarını telafi etmeye çalışmak için daha yoğun bir şekilde alım yapmak yatırımcılar için daha fazla sorun yaratabilir.

Yatırımcıların varlık dağılımını yeniden düşünmesi gereken bazı durumlar vardır. Örnek vermek gerekirse, eğer bir yatırımcı birkaç hisseye yatırım yaptıysa ve bunların hepsi aynı sektördeyse söz konusu durum portföyün yeterince çeşitlendirilmediği anlamına gelir. Bu tip portföylere sahip yatırımcılar birkaç yatırımlarının güçlü kazançlar sağlamaması halinde kendilerini büyük bir riskin içerisine sokarlar. Çeşitlendirilmenin sağlanması için portföyün düzenlenmesi akılcı bir fikir olarak düşünülebilir.

Eğer yatırımcıların portföyleri iyi bir şekilde çeşitlendirilmişse ve yatırımlar geniş çaplı, stabil şirketlere yapıldıysa ayı piyasaları süresince yapılabilecek en doğru hamle portföylere dokunulmamasıdır.

2. Her gün portföyünüzü kontrol etmeyin

portföylerin her gün kontrol etmesi yatırımcılarda strese sebep olur ve telaşa hamle yapılması olasılığını arttırır. Ayı piyasasında yapılabilecek en doğru şeyse bir adım geriye çekilmektir. Her gün ya da her hafta portföylerin kontrol edilmesi doğru değildir. Zira onlarca yıl hisse senedi tutmayı planlayan kimseler için aylık performanslar gerçekte çok büyük bir değişim ifade etmez.

Bu noktada yatırımcıların uygulayabileceği bazı seçenekler bulunmaktadır. Portföylere otomatik olarak aylık yatırım yapan programlara girilmesi ise bu yöntemlerden birisidir. Bu sayede yatırımcılar banka hesaplarından otomatik olarak portföylerine yatırım sağlarlar. Dolar-maliyet ortalaması olarak bilinen bu strateji Montley Fool’un haberine göre özellikle yatırıma yeni başlayanlar için oldukça uygundur. Yatırımcılar borsanın zamanlamasını yakalamak yerine belirli bir dönem içerisinde düzenli olarak yatırım yapmaya devam eder. Bazen fiyatlar yüksekteyken bazen de fiyatlar düşükken alım yapılır. Sonunda ise adil bir ortalama kazanç elde edilir.

3. Endeks fonlarını düşünün

Endeks fonları yatırımcı portföylerinin çeşitlendirilmesinin harika bir yoludur. Uzun vadeli dolar maliyet ortalaması stratejisini uygulamak için de oldukça iyi bir tercihtir. Endeks fonları da bir çeşit borsa yatırım fonu şeklinde işlem görür. Onları diğer yatırım fonlarından veya ETF'lerden ayıran şeyse, endeks fonlarının temel endeks performansını taklit etmek için oluşturulmasıdır. Diğer bir deyişle bir S&P 500 endeks fonu, S&P 500’ü oluşturan 500 hissenin tamamını bünyesinde bulundurur.

Endeks fonlarının arkasındaki fikir endeksin iyi olduğu dönemlerde yatırım yapanların da kâr sağlayacağı düşüncesidir. Bu strateji birçok yatırımcı için işe yarayan bir yöntemdir. Efsane yatırımcı Warren Buffett dahi ölmesi durumunda servetinin endeks fonu üzerinden yönetilmesini istemiştir.

Endeks fonlar yine de endeksle aynı getiriyi sağlayamazlar. Zira tüm diğer borsa yatırım fonları gibi endeks fonları da yatırım gider kesintisi olarak bilinen bazı ücretlere sahiptirler. Ancak diğer fonların aksine gider kesintileri olağanüstü derecede düşüktür. Fon şirketi Vanguard, S&P 500 ETF’sinde her 10 bin dolarlık yatırım için sadece 3 dolarlık ücret alır. Bu düşük ücretler genellikle uzun vadede kazançların yüksek tutulmasına fayda sağlayacaktır.

Vanguard S&P 500 ETF’ye 2011 yılında yapılan 10 bin dolarlık yatırım bugün Mayıs ayı sonunda yaklaşık 42 bin dolarlık getiri sağladı. S&P 500 Endeksi’nin yükselişleri ya da düşüşleri olsa da uzun vadeli bakıldığında bu kısa vadeli ayı piyasası hareketliliğinin de bir anlamı da kalmıyor.